Vergi mevzuatımız zaten yeteri kadar girift ve derinken, Türkiye gibi, maalesef verginin vergisinin bile olduğu bir ülkede, değişiklikleri takip etmek ve bilgilerimizi güncel tutmakta bir o kadar zor.
Özellikle 3568 sayılı meslek yasası kapsamında yetki almış meslek mensupları olarak mükelleflerimizi sahip oldukları haklardan haberdar etmek ve bu hakları kullandırmak için veya bu konuda bir soru geldiğinde cevaplayabilmek için sürekli değişen mevzuatı takip etmek ve doğru yorumlayabilmek zorundayız.
Vergi mevzuatının bu kadar değişken ve derin olmasının ekonomik boyutunu düşünürsek yakın zamanda bu alanda bir sadeleşme beklememekte hatta daha farklı vergi uygulamaları ile karşılaşabileceğimizi bilmekte yarar vardır.
Bu alanda yakın zamanda ki en kapsamlı değişiklik, 06.04.2018 tarihinde resmi gazete’ de yayımlanan “7104 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair” kanun ile gerçekleşti.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi kanununda yapılan düzenlemeler ile bugüne kadar alışık olduğumuz bazı konularda değişikliğe gidildi. Örneğin, indirimli orana tabi işlemler dışındaki, KDV iadesi hakkı doğuran işlemlere ait KDV iadesi taleplerinde 5 yıl olan zaman aşımı, istisna kapsamında teslimin ait olduğu takvim yılını izleyen yılın Kasım ayı KDV beyannamesinin verildiği süre ile sınırlandırıldı. Öte yandan mal ve hizmet alışlarına ait indirilebilir KDV’ nin, sadece gider evrakının ait olduğu takvim yılıyla değil izleyen takvim yılının Kasım ayı KDV beyannamesi verme süresine kadar indirim konusu yapılabilmesi sağlandı.
7104 sayılı kanun ile, satır arasında kaldığını düşündüğümüz, önemli bir düzenlemeye daha gidildi. Anılan kanun sayesinde 3065 sayılı Kanunun 29’uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Vergi Usul Kanununun 322’nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin daha önce hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilmesine imkân sağlandı.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 22 Seri No’ lu Tebliğ metninde;
“Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, söz konusu mal ve hizmet bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.
Yapılan mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin alacağın, 213 sayılı Kanunun 322’ nci maddesine göre değersiz alacak haline gelmesi durumunda söz konusu mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin hesaplanan KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür. 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.
Söz konusu KDV tutarı, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan vergilendirme dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 108 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla indirim konusu yapılır ve değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki form doldurulur.”
denilmektedir. Görüldüğü üzere daha önce şüpheli hale gelen ve karşılık ayrılmak suretiyle gider yazılan alacağa ait hesaplanan KDV, alacak tutarının tahsil edilmesinin imkânsız hale gelmesi nedeniyle değersiz alacak halini almasından sonra, ilgili dönem KDV beyannamesinde İndirimler” tablosunda 108 kodu ile indirim konusu yapılabilecektir. İlgili dönem KDV beyannamesinden kastedilen, değersiz alacağın gider yazıldığı takvim yılıdır.
Ancak konu burada sonlanmamaktadır. Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 22 Seri No’ lu Tebliğin 6. maddesinde, değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’ nin alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı tarafından indirim konusu yapılabildiği ifade edilerek, mükerrer vergi indirimine yol açmayacak şekilde değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV’ nin de alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde 1 No.lu KDV Beyannamesinin “Matrah” kulakçığında “Diğer İşlemler” tablosunda 505 kod numaralı “VUK 322. maddesi kapsamına giren borçlara ait KDV” satırı aracılığıyla beyan edilmesini uygun görülmüştür.
Bahsi geçen 1 No.lu KDV Beyannamesinin “Matrah” kulakçığında hesaplanan KDV olarak beyan edilmesi hususu, değersiz alacak haline gelen teslim tutarına ait yüklenilen ve daha önce bu” döneme at indirilecek KDV” satırına dâhil edilen KDV tutarını ifade etmektedir.
Vergi zıyaına sebebiyet vermemek adına unutulmaması gereken bir diğer hususta, şüpheli hale gelen ve (zorunlu olmamakla birlikte) karşılık ayrılmak suretiyle gider yazılan tutarın, KDV dâhil işlem bedelini kapsadığıdır. Dolayısıyla değersiz hale gelen alacak tutarı içerisinde, indirim konusu yapılmasına imkân tanınan hesaplanan KDV tutarı da bulunduğundan, hesaplanan KDV tutarının gelir yazılması gerekmektedir. Aksi takdirde, değersiz alacak tutarına dâhil olan ve indirim hakkı tanınan hesaplanan KDV, hem gider olarak dikkate alınmış hem de indirim konusu yapılmış olacaktır.
Meslek mensuplarımızın bu hususlara dikkat etmesi oldukça önemlidir.
Mehmet Okan ERYÜZLÜ
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir